HER ŞEY




Her şey bu kadar berbat olmamalıydı. Bir yerlerde hata olmalı. O hatanın kökünü bulmalıyız.

Sağlık ocağının önünden geçen yolu köylüler bağlarına giderken kullanırdı.  Sabah erkenden yola düştükleri için gidenleri göremezdim, ama akşam gelirken yorgun yüzleriyle selamlaşırdık. Eşeklerin heybelerinde taşıdıkları kuzularla hatırlarım dönenleri. "Kuzum" sözünün nasıl içten bir sevgi anlattığının canlı, elle tutulur görüntüleriydi heybedeki kuzular.
Kısa, ufak tefekti adını Tevfik diye hatırladığım emekli öğretmen. Anılarımda bağa giderken elindeki ağaç dalından yaptığı bastonla yaşıyor. Köy enstitüsünün ilk mezunlarındandı. Hala ağaç dikiyor, fidanlarına bakıyordu. Köy Enstitülerine olan merakımı sezince, oldukça eski, sade basılmış olan iki ciltlik kitap verdi bana; Piramidin Tabanı. Yazarı Hürrem Armağan. Gece uyumadan, sabahlara kadar okudum ilk cildini. Bana Köy Enstitülerini kavratan kitap budur. Hasan Ali Yücel'i o zaman bir yere oturttum. Oğlu Can Yücel de, onun sınıf arkadaşı Gazi Yaşargil de anlama büründü.

Tuhaf Sana da öyle gelmiyor mu? Ağustos 2018 sayısını Can Yücel'e ayırmış. Eşiyle yapılan röportajın son paragrafından aldım giriş cümlesini.

Comments

Popular Posts